Köy Enstitülerine Saygı Duruşu: 8. Geleneksel Resim ve Heykel Sergisi Ankara'da Sanatseverlerle Buluştu

Köy Enstitülerine Saygı Duruşu: 8. Geleneksel Resim ve Heykel Sergisi Ankara'da Sanatseverlerle Buluştu

11 Nisan akşamı Ankara’nın tam kalbinde, Zafer Çarşısı Güzel Sanatlar Galerisi’nde oldukça anlamlı bir buluşma gerçekleşti. Köy Enstitüleri’nin izini taşıyan 8. Geleneksel Resim Heykel Sergisi, dopdolu bir açılışla kapılarını sanatseverlere açtı. Açılış, hem nostaljik hem umut dolu bir atmosferde, adeta eğitim ve sanatın el ele verdiği bir şenlik havasında geçti.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak’ın içten ve bir o kadar da güçlü konuşmasıyla başlayan etkinlik, izleyicilerin hafızalarında yer edecek bir başlangıca imza attı. Irmak, Köy Enstitüleri’nin aydınlanmacı mirasına ve sanatın bu mirası yaşatma gücüne vurgu yaptı. Galerinin dört bir yanı, resimden heykele uzanan zengin bir üretimle kuşatılmıştı; her bir eserin arkasında bir hikâye, bir ses, bir çağrı vardı adeta.

Toplamda 143 sanatçı ve eğitimciyi bir araya getiren bu sergi, sanatın kapsayıcı gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Kemal Ulutaş, Mehmet Erbil, Nilgün Altan gibi birçok değerli sanatçının yer aldığı sergide, resim ve heykelin farklı disiplinlerinde pek çok eser görücüye çıktı.

Ama asıl büyü, açılış sonrasında gerçekleşen canlı performanslarla hissedildi diyebiliriz. Ayla Aksoyoğlu’nun canlı resim performansı, renklerin tuval üzerinde adım adım nasıl bir hayale dönüştüğünü izlemek isteyen herkesi büyüledi. Sessizlikle izlenen o yaratım süreci, sanata duyulan saygının en somut haliydi.

Ayla Aksoyoğlu, Canlı Performans

Aynı şekilde Uygur Orhan’ın heykel performansı da bir o kadar etkileyiciydi. Heykelin ham halden forma bürünmesini izlemek, neredeyse zamanın durduğu, sadece sanatın konuştuğu bir an yaşattı.

Sergi sadece eserleriyle değil, düzenlenen etkinlikleriyle de zenginleşiyor. 14 Nisan’da gerçekleşecek olan “Kadının Gelişiminde Köy Enstitüleri’nin Katkısı” konulu panel, dönemin toplumsal dönüşümüne ışık tutarken, kadınların eğitim yoluyla nasıl güçlendiğine dair tarihsel ve güncel okumalar sunacak.

Bu anlamlı sergi 20 Nisan’a kadar ziyaretçilerini bekliyor. Eğer yolunuz Ankara’ya düşerse ya da şehirdeyseniz, mutlaka uğrayın. Çünkü bu sergi yalnızca sanatla değil, aynı zamanda bir eğitim ve direniş geleneğiyle buluşturuyor insanı. Sanatı, eğitimi ve hafızayı aynı çatı altında görmek istiyorsanız, bu sergiyi kaçırmayın derim.